27 Ekim 2011 Perşembe

Sosyalleşme Programı


Yavru köpek  genel olarak anne sütünden kesilmeye başladığı 2. ayından sonra yeni evine geldiği zaman henüz bomboş bir  bilgisayar gibidir. Bu dönemden itibaren  hafızasına alacağı her türlü olumlu veya olumsuz bilgi ileri ki yaşamında ona kılavuzluk edecektir.
 Genel olarak yapılan hatalardan birisi yavru köpeği aşıları bitene kadar hiçbir şekilde evden çıkarmamaktır. Aslında en önemli dönem olan 2 ila 4 aylık yavruluk döneminde sadece bir oda yada evi ve belirli kişileri görmüş olan köpek aşıları biter bitmez birden bire gürültülü, karmaşık ve yabancılarla dolu bir dünyaya girdiği zaman doğal olarak korku dolu olur ve bu yeni yaşamına adaptasyonu sırasında oldukça zor bir dönemden geçer.
  Sosyalleşme eğitimi maalesef bu iki ila dört aylık dönemde başarılı bir şekilde verilebilir çünkü köpek bu dönemde hayatına yeni giren ne olursa onu kendi yaşamının bir parçası olarak görmeye başlayacaktır. Örneğin yavruluğundan itibaren kedi ile yaşamış bir köpek  ileriki yaşlarında da kedileri kovalanacak bir av olarak görmeyeceği için onları yaşamındaki bireylerden biri olarak kabul etmesi kolaylaşır. Bu dönemin bir başka adı da “sosyalleşme penceresidir”. Pencere tabiri köpek büyüdükçe bu pencerenin yavaş yavaş kapanması ve artık yavrunun yeni durumlara tepkisinin eskisi gibi kolay olmayacağından dolayı yapılan bir benzetmedir.  Bu demek değildir ki altı aylık yada bir yaşında bir köpeğe sosyalleşme eğitimi verilmez , tabi ki her dönemde köpeği yeni kişilere, köpeklere yada olaylara alıştırmak mümkündür ama bunun adı artık eğitimden ziyade terapiye daha uygundur. Çünkü artık köpek az çok yaşamın nasıl olacağı konusunda bir yargıya varmıştır ve bundan sonra yeni karşılaştığı her şeyden korku duyması ve kuşkuyla bakması gayet normaldir.
 Yapılan diğer büyük hatalardan biride köpeğin yavruluk dönemindeki çekinik karakterine aldanıp ileride saldırgan yada korkak olmayacağı yönünde yanlış inanışa kapılmaktır. 3 Aylık bir köpek büyük bir köpekle karşılaştığında kendisinin yavru ve zararsız olduğu yönünde davranışlar sergilemeye yatkındır fakat o dönemde yeteri kadar köpek tanımamışsa ileride karşılaştığı köpekler ona korkutucu geldiğinde çekingen davranmak yerine kendini savunmak amacıyla agresif davranışlar göstererek yabancıyı uzaklaştırmak niyetinde olabilir. Köpeğini yeteri kadar  ve doğru sosyalleştirmemiş köpek sahipleri genelde  benzer şikayetlerde bulunurlar;
“Yavruyken herkesle dosttu şimdi çocuk görünce hırlıyor” yada “Önceden köpek görünce kuyruk sallardı şimdiyse saldırmaya başladı” gibi. Buna benzer durumlarla karşılaşmamak için tedbiri önceden almalı ve köpeğimize evimize geldiği ilk günden itibaren planlı bir sosyalleşme programı uygulamalıyız.  Burada en dikkat etmemiz gereken konulardan birisi yavruya hep olumlu duygular yaşatmamızdır. Bu yüzden tanıştıracağımız köpekleri, kişileri dikkatle seçmeli, ileride yaşayacağı benzer tecrübeleri önceden ayarlayıp işi tesadüflere bırakmamalıyız. Örneğin agresif olduğunu düşündüğünüz bir köpekle karşılaştırmamalı, sakin ve hayvan sever insanlardan sevgi görmeli, eğer arabaya alıştıracaksak ilk deneyiminde  hemen veterinere gidip aşı vurulmasındansa arabada sadece ödül alacağı kısa turlarla köpeği  korkutmadan bu deneyimi yaşamasını sağlamalıyız.
 Özellikle bazı ırklar daha çok sosyalleşmeye ihtiyaç duyarlar. Köpeğiniz eğer safkan bir köpekse ırkının özelliklerine uygun olarak olumlu deneyimler yaşatmanız ileride istenmeyen tatsız durumların ortaya çıkmasını engeller. Özellikle koruma içgüdüsüyle saldırganlığa yatkın  köpekler çok iyi ayarlanmış bir program dahilinde her çeşit insan ve köpekle olumlu karşılaşmalar yaşamalıdır. Bu köpeğin ileride doğru anda koruma içgüdüsünün devreye girmesine de yardımcı olur. Böylece köpek her yaklaşan varlığı “ örneğin çocuk” tehdit olarak görmektense içgüdüleriyle tehlike anını hissedip daha doğru tepki verebilir. Peki sosyalleştirme programını uygularken yapmanız ve yapmamanız gerekenler nelerdir.
 1- Asla köpeğinizi alışacağı yeni olayın içine birden bire atmayın. Tasmasını çekmeyin, ona keşfetmesi için zaman tanıyın
2 -Sabırsızlanıp sinirlenmeyin, unutmayın ki o henüz bir bebek ve sizin agresif davranışlarınız onun bu durumdan daha kötü etkilenmesine sebep olur.
3 -Yavrunuz korktuğu zaman onu sakinleştirin, bir adım geriye giderek daha yavaş bir şekilde alıştırmaya çalışın.
4 -Evinize köpek seven yakın dostlarınızı çağırarak köpeğinizle tanışmasını sağlayın.
5- Özellikle çocuklar yavru köpekleri severken zorlayıcı ve rahatsız edici olabilirler. Bu yüzden sizin gözetiminiz altında sakin çocuklarla kısa ama hoş karşılaşmalar planlayın.
6- Araba onun için sadece canının yandığı ve ilaç kokan veteriner kliniğine gidilen bir araç olmasın. Mümkün olduğunca sık ama kısa geziler yapabilirsiniz.Veterinerinize sadece kontrol ve aşı  zamanları değil  arada oyun ve eğlence amaçlıda giderek yavrunun oradan korkmasını engelleyin.
7-Yaşlı, genç, büyük, küçük, şapka takan yada başörtülü olabildiğince değişik insan tipleriyle tanışmasını sağlayın.
8-Sadece evinizi yada başka evleri değil gerekirse kucağınızda taşıyarak öncelikle gürültüsüz mekanları yavaş yavaşta caddeleri köpeğinize gösterin.
9- Yavrunuzu hiçbir şekilde herhangi bir objeyle korkutmayın.Bu ileride o objeye benzeyen bir şey taşıyan birinden  korkup saldırmasına neden olabilir.
 Her yere götürebildiğiniz, her an başkasını ısırma tehlikesi olmayan, mutlu ve daha özgür bir köpek sahibi olmayı eminim herkes ister.  Genetik faktörler her ne kadar etkili olsa da yavru köpeğinizin özellikle 2 ila 4,5 aylık döneminde ona yaşatacağınız olumlu deneyimler sayesinde hem siz hem de köpeğiniz daha huzurlu ve keyifli bir   hayatı birlikte yaşayabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder