Yavru köpek genel olarak anne sütünden kesilmeye
başladığı 2. ayından sonra yeni evine geldiği zaman henüz bomboş bir bilgisayar gibidir. Bu dönemden itibaren hafızasına alacağı her türlü olumlu veya
olumsuz bilgi ileri ki yaşamında ona kılavuzluk edecektir.
Genel olarak yapılan
hatalardan birisi yavru köpeği aşıları bitene kadar hiçbir şekilde evden
çıkarmamaktır. Aslında en önemli dönem olan 2 ila 4 aylık yavruluk döneminde
sadece bir oda yada evi ve belirli kişileri görmüş olan köpek aşıları biter
bitmez birden bire gürültülü, karmaşık ve yabancılarla dolu bir dünyaya girdiği
zaman doğal olarak korku dolu olur ve bu yeni yaşamına adaptasyonu sırasında
oldukça zor bir dönemden geçer.
Sosyalleşme eğitimi
maalesef bu iki ila dört aylık dönemde başarılı bir şekilde verilebilir çünkü
köpek bu dönemde hayatına yeni giren ne olursa onu kendi yaşamının bir parçası
olarak görmeye başlayacaktır. Örneğin yavruluğundan itibaren kedi ile yaşamış
bir köpek ileriki yaşlarında da kedileri
kovalanacak bir av olarak görmeyeceği için onları yaşamındaki bireylerden biri
olarak kabul etmesi kolaylaşır. Bu dönemin bir başka adı da “sosyalleşme
penceresidir”. Pencere tabiri köpek büyüdükçe bu pencerenin yavaş yavaş
kapanması ve artık yavrunun yeni durumlara tepkisinin eskisi gibi kolay
olmayacağından dolayı yapılan bir benzetmedir.
Bu demek değildir ki altı aylık yada bir yaşında bir köpeğe sosyalleşme
eğitimi verilmez , tabi ki her dönemde köpeği yeni kişilere, köpeklere yada olaylara
alıştırmak mümkündür ama bunun adı artık eğitimden ziyade terapiye daha
uygundur. Çünkü artık köpek az çok yaşamın nasıl olacağı konusunda bir yargıya
varmıştır ve bundan sonra yeni karşılaştığı her şeyden korku duyması ve
kuşkuyla bakması gayet normaldir.
Yapılan diğer büyük
hatalardan biride köpeğin yavruluk dönemindeki çekinik karakterine aldanıp
ileride saldırgan yada korkak olmayacağı yönünde yanlış inanışa kapılmaktır. 3
Aylık bir köpek büyük bir köpekle karşılaştığında kendisinin yavru ve zararsız
olduğu yönünde davranışlar sergilemeye yatkındır fakat o dönemde yeteri kadar
köpek tanımamışsa ileride karşılaştığı köpekler ona korkutucu geldiğinde
çekingen davranmak yerine kendini savunmak amacıyla agresif davranışlar
göstererek yabancıyı uzaklaştırmak niyetinde olabilir. Köpeğini yeteri
kadar ve doğru sosyalleştirmemiş köpek
sahipleri genelde benzer şikayetlerde
bulunurlar;
“Yavruyken herkesle dosttu şimdi çocuk görünce hırlıyor”
yada “Önceden köpek görünce kuyruk sallardı şimdiyse saldırmaya başladı” gibi.
Buna benzer durumlarla karşılaşmamak için tedbiri önceden almalı ve köpeğimize
evimize geldiği ilk günden itibaren planlı bir sosyalleşme programı
uygulamalıyız. Burada en dikkat etmemiz
gereken konulardan birisi yavruya hep olumlu duygular yaşatmamızdır. Bu yüzden
tanıştıracağımız köpekleri, kişileri dikkatle seçmeli, ileride yaşayacağı
benzer tecrübeleri önceden ayarlayıp işi tesadüflere bırakmamalıyız. Örneğin
agresif olduğunu düşündüğünüz bir köpekle karşılaştırmamalı, sakin ve hayvan sever
insanlardan sevgi görmeli, eğer arabaya alıştıracaksak ilk deneyiminde hemen veterinere gidip aşı vurulmasındansa
arabada sadece ödül alacağı kısa turlarla köpeği korkutmadan bu deneyimi yaşamasını
sağlamalıyız.
Özellikle bazı ırklar
daha çok sosyalleşmeye ihtiyaç duyarlar. Köpeğiniz eğer safkan bir köpekse
ırkının özelliklerine uygun olarak olumlu deneyimler yaşatmanız ileride
istenmeyen tatsız durumların ortaya çıkmasını engeller. Özellikle koruma
içgüdüsüyle saldırganlığa yatkın
köpekler çok iyi ayarlanmış bir program dahilinde her çeşit insan ve
köpekle olumlu karşılaşmalar yaşamalıdır. Bu köpeğin ileride doğru anda koruma
içgüdüsünün devreye girmesine de yardımcı olur. Böylece köpek her yaklaşan
varlığı “ örneğin çocuk” tehdit olarak görmektense içgüdüleriyle tehlike anını
hissedip daha doğru tepki verebilir. Peki sosyalleştirme programını uygularken
yapmanız ve yapmamanız gerekenler nelerdir.
1- Asla köpeğinizi
alışacağı yeni olayın içine birden bire atmayın. Tasmasını çekmeyin, ona
keşfetmesi için zaman tanıyın
2 -Sabırsızlanıp sinirlenmeyin, unutmayın ki o henüz bir
bebek ve sizin agresif davranışlarınız onun bu durumdan daha kötü etkilenmesine
sebep olur.
3 -Yavrunuz korktuğu zaman onu sakinleştirin, bir adım
geriye giderek daha yavaş bir şekilde alıştırmaya çalışın.
4 -Evinize köpek seven yakın dostlarınızı çağırarak
köpeğinizle tanışmasını sağlayın.
5- Özellikle çocuklar yavru köpekleri severken zorlayıcı ve
rahatsız edici olabilirler. Bu yüzden sizin gözetiminiz altında sakin
çocuklarla kısa ama hoş karşılaşmalar planlayın.
6- Araba onun için sadece canının yandığı ve ilaç kokan
veteriner kliniğine gidilen bir araç olmasın. Mümkün olduğunca sık ama kısa
geziler yapabilirsiniz.Veterinerinize sadece kontrol ve aşı zamanları değil arada oyun ve eğlence amaçlıda giderek
yavrunun oradan korkmasını engelleyin.
7-Yaşlı, genç, büyük, küçük, şapka takan yada başörtülü
olabildiğince değişik insan tipleriyle tanışmasını sağlayın.
8-Sadece evinizi yada başka evleri değil gerekirse
kucağınızda taşıyarak öncelikle gürültüsüz mekanları yavaş yavaşta caddeleri
köpeğinize gösterin.
9- Yavrunuzu hiçbir şekilde herhangi bir objeyle
korkutmayın.Bu ileride o objeye benzeyen bir şey taşıyan birinden korkup saldırmasına neden olabilir.
Her yere
götürebildiğiniz, her an başkasını ısırma tehlikesi olmayan, mutlu ve daha
özgür bir köpek sahibi olmayı eminim herkes ister. Genetik faktörler her ne kadar etkili olsa da
yavru köpeğinizin özellikle 2 ila 4,5 aylık döneminde ona yaşatacağınız olumlu
deneyimler sayesinde hem siz hem de köpeğiniz daha huzurlu ve keyifli bir hayatı birlikte yaşayabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder