30 Ekim 2011 Pazar

Ürkek Köpekler



Bir batında doğan yavruları gözleme fırsatı bulduysanız 2 aylık yavruların bile birbirinden değişik karakterlere sahip olduğunu fark etmişsinizdir.  Bazı yavrular kendilerine yaklaşan insanlara koşarak gelirken kimisi annesinin arkasına saklanır. Bazısı hiç oralı olmadan oyuncağını oynarken, bir diğeri kardeşlerinin tepesine çıkıp, kulaklarını çekiştirmekle meşguldür.

Annesinin arkasına saklanan yavru gibi çekingen ve ürkek yavrular bazı ırklarda daha belirgin gözlenir. Çünkü bu ırklar  yıllar süren  eşleşmelerin  sonuçlarından biri olarak çekingen karakterli genleri bir sonraki nesile daha fazla aktarmıştır.  
Sizin yavru köpeğinizde çekingen karakterli ise daha fazla sosyalleştirme ve özenli bir eğitim programı düzenlemeniz gereklidir. Köpeğin hali hazırda genlerinde var olan ürkekliğinin üzerine,  huylarının şekillendiği ve Dünya’yı algılamaya başladığı 2-4 ay arası dönemde yaşayacağı kötü deneyimler onun kendine ve Dünya’ya karşı güvensiz bir köpek olmasını sağlayacaktır. Bu da ileride korku kaynaklı agresifliğe neden olabilir.
Eğer köpeğiniz yetişkinse, ürkekliğini en aza indirebilmek amacıyla sosyalleşme programının  devam etmesi gereklidir. Aynı  zamanda iyi huylu ama baskın olmayan, sakin  köpeklerle bir arada bulunması kendine güven duyması açısından önemlidir.  Köpekler birbirine karşı oldukça öğreticidir. Nasıl ki psikologlar grup terapisi ile insanları tedavi etmeye yönelik çalışmalar yaparlar,  köpeklerde de grup terapisi oldukça işe yaramaktadır. Köpekler sürü hayvanı oldukları için aralarındaki iletişim yüzde yüz  doğru ve gerçektir.Dikkat edilmesi gereken en  önemli konu gruptaki hiçbir köpeğin aşırı agresif ya da dominant olmaması gerektiğidir.  Eğer birbiri ile iyi geçinen bir köpek grubu varsa bu travma atlatmış yada  ürkek köpek için mükemmel bir iyileşme seansı olarak düşünülebilir.Tabi ki her zaman yanlarında gözetmen biri tarafından kontrollü bir ortam sağlanması önemlidir. 
Ürkek köpekleri yeni bir ortama, veya duruma alıştırırken çok sabırlı ve dikkatli davranılması gerekir. Her adım köpeğin kendini rahat hissedeceği hassaslıkta atılmalıdır. Bu arada köpeğe yol gösteren sahibi de tedirgin olmamalı, rahat tavırları ile köpeğe her şeyin yolunda olduğuna dair  yol göstermelidir.Ürkek köpek sahipleri gerekli özeni gösterdikleri taktirde daha uyumlu ve mutlu bir köpeğe sahip olabilirler. Tabi ki her başarıda  olduğu gibi bunda da emek ve sabır her şeyin başında gelir.
Özlem Canbolat

27 Ekim 2011 Perşembe

Niçin Özel Eğitim ?


Pozitif köpek eğitiminde  köpek ve sahibinin bulunduğu mekana giderek özel eğitim vermenin daha yararı olduğunu düşünmekteyim. Çünkü köpek,olayları içinde bulunduğu mekanla birlikte algılamaktadır.Sadece eğitim için bulunduğu yerde komutlara cevap verirken eve veya parka gidince aynı şekilde yanıt vermeyebilir.En önemlisi köpek ilk önce kendini rahat hissedeceği yerde bulunmalıdır ki öğrenmeye açık olsun ve  eğitime cevap versin. Eğitimin köpeğin hayatı boyunca devam edebilmesi yani yıllarca komutlara cevap verebilmesi içinde sahibinin eğitimde birebir yer alması gereklidir. Böylece köpek sahibi bir süre sonra eğitmen olmadığı zamanda ne yapacağını veya nasıl yapacağını bilerek köpeğini yönlendirebilir. Diğer taraftan köpeğin yaşadığı ortamın olumlu yada olumsuz yanları ve oluşabilecek tehlikelerde eğitmen tarafından fark edilip köpek sahibini uyarmasıyla yaşanabilecek kötü olayların önüne geçmiş olunur. 
Özel eğitim köpeğin bulunduğu mekanda başlar daha sonra genelleme yapılarak derslerin bir kısmı sokakta yada parkta devam eder, böylece hem köpek hem de sahibi her ortamda nasıl davranması gerektiğiyle alakalı daha ayrıntılı olarak bilgi sahibi olmuş olur.


Köpek Eğitiminde Temel Kurallar




Tüm komutları uygulamadan önce dikkat edilmesi gereken  birkaç  önemli kural vardır.
      1. Köpeğin ilgisi sizin üzerinizde mi?Eğer değilse ilgisini dağıtan sebepler neler olabilir ;
           Çevreden gelen güçlü uyarımlar; Kedi, korna sesi gibi yüksek sesler, başka köpeklerin varlığı yada kokusu, dikkatini çekmeye çalışan insanlar.Köpeğin herhangi bir sağlık problemi.  Köpeğin aşırı derecede yorulmuş, bitkin olması.   Köpeğin bağlı kalmasından kaynaklanan depolanmış enerjisini atma isteği.      Elimizdeki ödülün yeterince ikna edici olmaması.
Köpeğinizle eğitimlere ilk başladığınız zamanlarda bu çeldiricilerin olabildiğince az olması eğitimin daha başarılı ilerlemesini sağlar. Özellikle sağlık probleminin olmadığından emin olmak gereklidir.
Köpeğin sizinle olan göz temasını arttırmak için size baktığı anı yakalayıp hemen ödüllendirebilirsiniz.
2.    Köpeğe komut vermeden önce ismini söyleyip size bakmasını sağlamalı ardından komutunu tek bir kere ve anlaşılır bir şekilde söylemesiniz. Çok sert bir şekilde söylemeniz bazen köpeği korkutarak daha çok sinmesine sebep olur. Komut verirken köpek etrafa bakıyor veya bir şeyle ilgileniyor olursa muhtemelen söylediğinizi yapmayacaktır. Komutun ardından hareketi gerçekleştirirse çoşkulu bir aferin ve hemen ardından ödül gelmelidir. Bu ödül peynir sevdiği başka bir yiyecek yada oyun ipi olabilir. Bu arada hangi ödülü veriyor olursanız olun bir taraftan severek onu cesaretlendirmeniz, bazı zamanlar başka ödül olmadan da sadece severek eğitimi sürdürmenize yardımcı olur.
3.     Eğitim süreleri çok uzun olmamalıdır. Hatta köpek eğitimden en zevk aldığı anda eğitim bırakılmalıdır ki bir dahaki eğitim zamanı yine heyecanlı ve istekli olsun. Giderek azalan itaat, köpeğin isteğinin azaldığının göstergesidir. Eğitim köpek ve sahibi için zevkle geçmelidir. Böylece köpek her zaman komutlara isteyerek uyacaktır.
4.     El komutlarını uyguladığınız eliniz her zaman boş olmalı köpeğin kayışı ve ödül diğer elinizde olmalı. El komutundan sonra diğer elinizden ödülü alıp vermelisiniz.
5.     Köpek çekiştirirken yürümeyi bırakmalı, köpek durunca veya sahibine bakınca devam etmeli böylece çekiştirerek istediği yere gidemeyeceğini anlamalıdır.
6.     Gel komutunun ardından hep kötü bir şey gerçekleşirse artık gelmekten çok kaçmaya başlar. Köpek arada size gelince ödüllendirmeli, arada tasmasını takıp çıkarmalı ve tekrar serbest bırakmalısınız.
7.     Köpeğe bir şeyi verir gibi yapıp kandırmak size olan güvenini kıracak ve böylece ileride bu tarz oyunlara da kanmayacaktır.
8.     Sizden kaçan bir köpeğin arkasından koşturmak onun daha çok kaçmasına neden olur. Köpek oyununda kaçan kovalanır. O yüzden yakalama tarzı oyun oynamamak ve köpek çok uzaklaşmadan ilgisini çekecek bir şeyle ıslık gibi geri çağırmak etkili bir yöntemdir.
9.     Temel kurallardan biri istenmeyen davranışlarda olumlu yada olumsuz ilgi göstermemek ama istenen davranışları gösterdiğinde ödüllendirerek onu cesaretlendirmektir.
10.  Köpeğin ihtiyacı olduğu tüm kaynaklar sizdedir. Oyun, gezme, yemek, sevgi gibi. Bu kaynakları eğitimin uzun ömürlü olması için kullanmak gereklidir. Mamasını vermeden önce otur bekleyi öğretmek gibi.
11.  Tutarlılık çok önemlidir. Köpekle ilgilenen kim varsa aynı tarzda yaklaşmalı, eğer yaklaşamıyorsa mümkün olduğu kadar az ilgilenmeliler. Köpeğe sabah 8 akşam 8 vereceğiniz mamasıyla ve ona yaptıracağınız itaat komutlarıyla sizin onun sahibi olduğunu tekrar öğretebilirsiniz.


Sosyalleşme Programı


Yavru köpek  genel olarak anne sütünden kesilmeye başladığı 2. ayından sonra yeni evine geldiği zaman henüz bomboş bir  bilgisayar gibidir. Bu dönemden itibaren  hafızasına alacağı her türlü olumlu veya olumsuz bilgi ileri ki yaşamında ona kılavuzluk edecektir.
 Genel olarak yapılan hatalardan birisi yavru köpeği aşıları bitene kadar hiçbir şekilde evden çıkarmamaktır. Aslında en önemli dönem olan 2 ila 4 aylık yavruluk döneminde sadece bir oda yada evi ve belirli kişileri görmüş olan köpek aşıları biter bitmez birden bire gürültülü, karmaşık ve yabancılarla dolu bir dünyaya girdiği zaman doğal olarak korku dolu olur ve bu yeni yaşamına adaptasyonu sırasında oldukça zor bir dönemden geçer.
  Sosyalleşme eğitimi maalesef bu iki ila dört aylık dönemde başarılı bir şekilde verilebilir çünkü köpek bu dönemde hayatına yeni giren ne olursa onu kendi yaşamının bir parçası olarak görmeye başlayacaktır. Örneğin yavruluğundan itibaren kedi ile yaşamış bir köpek  ileriki yaşlarında da kedileri kovalanacak bir av olarak görmeyeceği için onları yaşamındaki bireylerden biri olarak kabul etmesi kolaylaşır. Bu dönemin bir başka adı da “sosyalleşme penceresidir”. Pencere tabiri köpek büyüdükçe bu pencerenin yavaş yavaş kapanması ve artık yavrunun yeni durumlara tepkisinin eskisi gibi kolay olmayacağından dolayı yapılan bir benzetmedir.  Bu demek değildir ki altı aylık yada bir yaşında bir köpeğe sosyalleşme eğitimi verilmez , tabi ki her dönemde köpeği yeni kişilere, köpeklere yada olaylara alıştırmak mümkündür ama bunun adı artık eğitimden ziyade terapiye daha uygundur. Çünkü artık köpek az çok yaşamın nasıl olacağı konusunda bir yargıya varmıştır ve bundan sonra yeni karşılaştığı her şeyden korku duyması ve kuşkuyla bakması gayet normaldir.
 Yapılan diğer büyük hatalardan biride köpeğin yavruluk dönemindeki çekinik karakterine aldanıp ileride saldırgan yada korkak olmayacağı yönünde yanlış inanışa kapılmaktır. 3 Aylık bir köpek büyük bir köpekle karşılaştığında kendisinin yavru ve zararsız olduğu yönünde davranışlar sergilemeye yatkındır fakat o dönemde yeteri kadar köpek tanımamışsa ileride karşılaştığı köpekler ona korkutucu geldiğinde çekingen davranmak yerine kendini savunmak amacıyla agresif davranışlar göstererek yabancıyı uzaklaştırmak niyetinde olabilir. Köpeğini yeteri kadar  ve doğru sosyalleştirmemiş köpek sahipleri genelde  benzer şikayetlerde bulunurlar;
“Yavruyken herkesle dosttu şimdi çocuk görünce hırlıyor” yada “Önceden köpek görünce kuyruk sallardı şimdiyse saldırmaya başladı” gibi. Buna benzer durumlarla karşılaşmamak için tedbiri önceden almalı ve köpeğimize evimize geldiği ilk günden itibaren planlı bir sosyalleşme programı uygulamalıyız.  Burada en dikkat etmemiz gereken konulardan birisi yavruya hep olumlu duygular yaşatmamızdır. Bu yüzden tanıştıracağımız köpekleri, kişileri dikkatle seçmeli, ileride yaşayacağı benzer tecrübeleri önceden ayarlayıp işi tesadüflere bırakmamalıyız. Örneğin agresif olduğunu düşündüğünüz bir köpekle karşılaştırmamalı, sakin ve hayvan sever insanlardan sevgi görmeli, eğer arabaya alıştıracaksak ilk deneyiminde  hemen veterinere gidip aşı vurulmasındansa arabada sadece ödül alacağı kısa turlarla köpeği  korkutmadan bu deneyimi yaşamasını sağlamalıyız.
 Özellikle bazı ırklar daha çok sosyalleşmeye ihtiyaç duyarlar. Köpeğiniz eğer safkan bir köpekse ırkının özelliklerine uygun olarak olumlu deneyimler yaşatmanız ileride istenmeyen tatsız durumların ortaya çıkmasını engeller. Özellikle koruma içgüdüsüyle saldırganlığa yatkın  köpekler çok iyi ayarlanmış bir program dahilinde her çeşit insan ve köpekle olumlu karşılaşmalar yaşamalıdır. Bu köpeğin ileride doğru anda koruma içgüdüsünün devreye girmesine de yardımcı olur. Böylece köpek her yaklaşan varlığı “ örneğin çocuk” tehdit olarak görmektense içgüdüleriyle tehlike anını hissedip daha doğru tepki verebilir. Peki sosyalleştirme programını uygularken yapmanız ve yapmamanız gerekenler nelerdir.
 1- Asla köpeğinizi alışacağı yeni olayın içine birden bire atmayın. Tasmasını çekmeyin, ona keşfetmesi için zaman tanıyın
2 -Sabırsızlanıp sinirlenmeyin, unutmayın ki o henüz bir bebek ve sizin agresif davranışlarınız onun bu durumdan daha kötü etkilenmesine sebep olur.
3 -Yavrunuz korktuğu zaman onu sakinleştirin, bir adım geriye giderek daha yavaş bir şekilde alıştırmaya çalışın.
4 -Evinize köpek seven yakın dostlarınızı çağırarak köpeğinizle tanışmasını sağlayın.
5- Özellikle çocuklar yavru köpekleri severken zorlayıcı ve rahatsız edici olabilirler. Bu yüzden sizin gözetiminiz altında sakin çocuklarla kısa ama hoş karşılaşmalar planlayın.
6- Araba onun için sadece canının yandığı ve ilaç kokan veteriner kliniğine gidilen bir araç olmasın. Mümkün olduğunca sık ama kısa geziler yapabilirsiniz.Veterinerinize sadece kontrol ve aşı  zamanları değil  arada oyun ve eğlence amaçlıda giderek yavrunun oradan korkmasını engelleyin.
7-Yaşlı, genç, büyük, küçük, şapka takan yada başörtülü olabildiğince değişik insan tipleriyle tanışmasını sağlayın.
8-Sadece evinizi yada başka evleri değil gerekirse kucağınızda taşıyarak öncelikle gürültüsüz mekanları yavaş yavaşta caddeleri köpeğinize gösterin.
9- Yavrunuzu hiçbir şekilde herhangi bir objeyle korkutmayın.Bu ileride o objeye benzeyen bir şey taşıyan birinden  korkup saldırmasına neden olabilir.
 Her yere götürebildiğiniz, her an başkasını ısırma tehlikesi olmayan, mutlu ve daha özgür bir köpek sahibi olmayı eminim herkes ister.  Genetik faktörler her ne kadar etkili olsa da yavru köpeğinizin özellikle 2 ila 4,5 aylık döneminde ona yaşatacağınız olumlu deneyimler sayesinde hem siz hem de köpeğiniz daha huzurlu ve keyifli bir   hayatı birlikte yaşayabilirsiniz.

Hangi köpek sizin için uygun?






Bir köpek evlat edinmek istediğinizde en dikkatli davranmanız gereken konulardan birisi hangi ırk köpeğin sizin ve ailenizin yaşam tarzına uygun olduğudur.  Maalesef  barınaklardaki  köpeklerin bir çoğu, ırk yapılarına bağlı baskın içgüdülerinin getirdiği problemlerin, sahiplerinin beklentilerine uymaması nedeniyle terk edilmişlerdir . Köpeğin fiziksel özellikleri ve görünüşü  her ne kadar ilk başta bir köpeği sizin için çekici kılan bir unsur olsa da zamanla ortaya çıkan baskın davranışları en sevimli köpeği bile gözünüzde bir canavara dönüştürebilir. Zaman zaman vizyona giren filmlerdeki akıllı, eğitimli bir o kadar da güzel köpek cinsleri insanlar için birden bire popüler ırklar haline gelmekte ve maalesef bunun acısını da en çok o ırkın bireyleri terk edilerek, ya da yanlış çiftleştirmelerle ırk standartları bozularak çekmek zorunda kalırlar. Bu nedenle bir köpek almadan önce ilk başta kendinize sormanız gereken sorular vardır.
1-Günde ne kadar vaktimi bir köpeğe ayırabilirim ? Bu sorunun cevabını verirken geçici çalıştığınız işinizi göze alarak değil 15 senelik bir zaman dilimini düşünerek vermelisiniz. Çok sakin bir ırk bile alsanız mutlaka günde en az  2 saat sizinle kaliteli bir zaman geçirme ihtiyacında olacaktır. Eğer dışarıda vakit geçirmekten, günlük koşulardan zevk alıyorsanız size eşlik edebilecek hareketli bir köpek edinebilirsiniz. Köpek eğitimine meraklı iseniz, Golden, labrador, border collie, poddle gibi ırklar eğitime yatkınlıkları ile size uygun olabilirler.
2-Aileniz kalabalık bir ailemi yoksa yalnız mı yaşıyorsunuz? Sizin dışınızda köpeğin bakımını ciddi anlamda üstlenebilecek birileri var mı? : Çocuklarının ısrarlarına dayanamayarak köpek alan aileler bir süre sonra çocuğun sıkılmasıyla köpeğe sadece kendileri bakmak zorunda kalırlar. Bunun getirdiği ekstra sorumluluk bir süre sonra ebeveynlere fazla gelir ve köpeğin ihtiyaçlarını gidermekte iş birliği yapmayan çocuğa ceza amacıyla köpek evden uzaklaştırılır. Eğer çocuğunuz köpek istiyorsa bilmeniz gereken en önemli konu o köpeğe yine sizin bakacağınızdır. Özellikle yavru köpeğin bakımı pek çok sorumluluk ister ve yeri geldiğinde sabrınızı zorlayabilir. Bu sorumluluk bir çocuğun üstelenebileceğinden fazlasıdır.Bir gün çocuğunuzun yeni oyuncağından sıkılacağını düşünerek eğer kendiniz seviyorsanız ve bakabilecekseniz köpek almalısınız.
3- Eviniz istediğiniz ırk için uygun mu? : Genellikle iş köpekleri grubunda olan bazı ırklar günün önemli bir bölümünde koşmak ve enerjisini atacak faaliyetlerde bulunmak isterler. Eviniz küçük olsa bile  rahatça serbest bırakabileceğiniz bir bahçe yada uzun yürüyüşler yapabileceğiniz bir parkın yakınında bulunmanız hem sizin hemde köpeğin rahatı için önemlidir.  Fransız bulldog , Chihuahua, King Charles Spaniel gibi ırklar apartman hayatına daha uygundurlar.

4- Evde başka hayvan besliyormusunuz? Jack Russel gibi av içgüdüsü güçlü köpeklerin kedilerle birlikte yaşaması daha güçtür. Birlikte büyüseler bile  olgunlaşan ve karakter özellikleri baskın olan bir jack russelın birlikte yaşadığı diğer hayvana saldırma olasılığı diğer ırklara karşı daha yüksektir. Golden retriver gibi ırklar diğer köpeklere ve hayvanlara karşı daha toleranslıdır.

5- Gerçekten korunmaya ihtiyacınız var mı? :Her köpek koruma yapmak için uygun değildir. Orduda yada polis teşkilatında çalışan köpekler kendi ırkları arasından özenle seçilmiş ve uzun bir eğitim sürecine tabi tutulmuşlardır. Her dobermanın yada rottweilerın kendi kendine mükemmel bir koruma yapmayacağını bilmelisiniz. Koruma eğitimi almış bir köpeği başı boş bırakmakta iyi bir fikir değildir. Profesyonel olarak koruma yapan iş köpeklerinin hepsinin eğitimi bir ömür boyu sürer. Koruma eğitimi aldırıp bahçenize koyduğunuz köpeğinizin 5 yıl sonra neleri hatırlayıp neleri karıştırdığını bilemezsiniz ve bu istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Koruma içgüdüsü yüksek bir köpek istiyorsanız yavruluk döneminde mutlaka çok iyi sosyalleştirmelisiniz. Önemli olan köpeğin korkudan herkese saldırması değil kendine güveninin tam olmasıdır. Bunu da bilinçli bir sosyalleştirme programıyla başarabilirsiniz. Böylece köpeğiniz kendisine doğru gelen bir çocuğu ya da yaşlıyı tehdit olarak görmeyecektir.
6- Titizlik derecesinde temiz misiniz? Eğer cevabınız evet ise, özellikle uzun tüylü ve büyük ırklar size uygun değildir. Bir golden veya collie özellikle mevsim dönemlerinde çok fazla tüy dökerler. Shar pei, bulldog gibi bazı ırklarda salya daha fazla olabilir.  Minyatür Schnauzer ve bazı terrier cinsleri çok az tüy dökmelerine karşın düzenli olarak traş ve tüy bakımına ihtiyaç duyarlar.

 Hayatınızda sizin için önemli konuları ve alışkanlıkları iyi tespit edip, mantıklı bir ırk seçimiyle uzun süreli ve keyifli bir dostluğu yakalamanız daha kolaydır. Yavru köpeğe yeterince zaman ayıramayacağınızı düşünüyorsanız iyi huylu, yetişkin , kırma ırk köpeklerde mükemmel arkadaş olabilirler. Kırma köpeklerin bir diğer artısı da ırksal hastalıklara daha dayanıklı olmalarıdır. Barınaklarda ikinci bir şans için bekleyen binlerce köpeklerden birisi belki de sizin hayalini kurduğunuz can dostunuzdur

Neden Yavru Eğitimi




Köpek eğitimiyle alakalı bilinen yanlış inanışlardan biride, eğitime köpek altı aylık olduktan sonra başlamak gerektiğidir. Bu eğitim için dışarıya gönderilen köpekler için geçerlidir. Çünkü henüz aşıları tamamlanmamış iki aylık bir köpek eğitim için çiftliğe gönderilemez. Orada bulunan diğer köpeklerden hastalık kapma riski vardır. Oysa pozitif eğitim sisteminde köpeğin eğitimi evde başlandığı için köpeğin öğrenme seviyesinin en yüksek olduğu iki aylık yavru döneminden itibaren eğitime başlanarak ilerde karşılaşabilinecek yanlış davranışları oluşmadan önlenir.
İki aylık bir yavru köpeğin işitme, görme ve koklama duyuları gelişmiş ve artık dünyayı daha çok tanıma dönemine girmiştir. Bu dönemden itibaren itaat eğitiminden daha da önemli olan sosyalleşme ve karakter eğitimine başlanır. Bu eğitimler sayesinde köpek olumlu karşılaşmalarla insanlara ve diğer hayvanlara karşı pozitif duygular geliştirir. Köpeğin ırksal özellikleri göz önünde bulundurularak ilerde karşılaşılması olası problemler ortaya çıkmadan engellenmeye çalışılır.
"Havlama, aşırı korumacılık, agresiflik, sürükleme" gibi. Böylece köpek ve sahibi birlikte yaşamaya başladıkları en zor dönem olan adaptasyon dönemini bilinçli bir eğitimle, en az stresle atlatırlar. Köpeğinize ne kadar erken eğitim vermeye başlarsanız o kadar iyi ve çabuk sonuçlar alırsınız fakat bu yöntemler tabi ki köpeğinize cesaret ve özgüven sağlayacak eğitim sistemleri olmalıdır.
Özlem Canbolat

Pozitif Eğitim Nedir?


Pozitif eğitim günümüzde giderek artan bir ivmeyle köpek sahipleri tarafından tercih edilen, hayvan dostu bir eğitim sistemidir. Sadece köpekler değil, kedi, deniz memelileri, atlar, papağanlar gibi eğitime yatkın hayvanlar içinde en uygun eğitim yöntemidir. Pozitif eğitimle köpek henüz 2 aylıkken eğitime başlanabilir.
Pozitif eğitimin çıkış noktası yunus balıkları ve diğer memeli deniz hayvanlarının eğitimine dayanmaktadır. Bu tarz vahşi hayvanlara tasma takmak yada şiddet işe yaramadığı için hayvanında eğitime katılmaya gönüllü olmasını sağlayacak bir yöntem bulmak gerekiyordu. Hayvanların en önemli motivasyon faktörlerini kullanarak “oyun oynamak, yemek yemek gibi” yapılan eğitimlerde çok iyi sonuçlar alındı ve bir süre sonra bu eğitim tarzı köpeklerde de uygulanmaya başlandı.
Bilimsel metotlara dayanan bu eğitimin en önemli özellikleri; iyi davranışa odaklı olması, hayvan dostu olması, etik kurallar dışına çıkmaması ve etkili sonuçlar alınmasıdır. Pozitif eğitimle sadece itaat eğitimi değil aynı zamanda davranış ve karakter eğitimi de verilmektedir. Özellikle yavru köpeklerde henüz yanlış davranışlar edinilmeden pozitif eğitim uygulanarak istenmeyen davranışlar başlamadan önlenir. Büyük köpeklerdeki karakter ve davranış bozuklukları değişik tekniklerle giderilmeye çalışılır. Burada köpeğin bulunduğu çevre ve sahibinin eğitime katılımı da çok önemlidir. Sağlıklı olduğu takdirde her yaştan ve ırktan köpekle eğitim yapmak mümkündür. Pozitif eğitim tüm dünyada giderek yaygınlaşmakta ve bilinçli köpek sahipleri tarafından tercih edilen bir eğitim sistemi olmaktadır.
Özlem Canbolat